Başvuru, kamulaştırmasız el atmaya dayalı tazminat davasının hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle reddedilmesi sonucunda mülkiyet hakkının ihlal edildiği iddiasını içermekte olup, olayda Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü tarafından yapılan kamulaştırma işlemleri üzerine başvuranların mülkiyet hakları ihlal edilmiştir. Anayasa Mahkemesi, başvuruya konu taşınmazın tapuda başvurucular adına kayıtlı olduğunu belirtmiş ve kamulaştırma sürecinin yasal gerekliliklere uygun olmadığına karar vermiştir.
Temel Noktalar
- Başvuru, kamulaştırmasız el atma nedeniyle yapılan tazminat davasının süresi dolduğu için reddedilmiştir.
- Devlet Su İşleri’nin (DSİ) 1964 yılında başladığı kamulaştırma süreci, başvurucuların mülkiyet hakkını ihlal etmiştir.
- Başvurucular, 2017’de başlayan hukuki süreçte idarenin kamulaştırma bedelini ödemediğini beyan etmiştir.
- Mahkeme, kamulaştırma bedelinin ödenmediğini tespit ederek davanın kabul edilmesine rağmen mülkiyet hakkının ihlaline karar vermiştir.
- Bölge Adliye Mahkemesi, ikincil bir karar vererek davayı hak düşürücü süre nedeniyle reddetmiştir. Kararda kamulaştırma işleminin dava konusu taşınmazın zilyedi olarak tespit edilen başvurucuların murisi Mehmet Erenoğlu’na 12/8/1966 tarihinde tebliğ edildiği dikkate alındığında belirtilen tarihin kamulaştırma ihbarnamesinin tebliğ edildiği tarih olarak kabul edilmesi gerektiği açıklanmıştır. 31/8/1956 tarihli ve 6830 sayılı İstimlak Kanunu’nun 14. maddesi uyarınca dava tarihi itibarıyla 15 günlük hak düşürücü sürenin fazlasıyla geçtiği bu nedenle görülen davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiği belirtilmiştir
- Anayasa Mahkemesi, somut olayda mülkiyet hakkının ihlal edildiğini kabul etmiş ve yeniden yargılama yapılması gerektiğine karar vermiştir.
- Başvurucuların talep ettiği tazminat, yargılama sürecinde reddedilmiş ve mahkeme giderlerinin ödenmesine hükmedilmiştir
About the Author
