221 Sayılı Kanun ve Mülkiyet Hakkı Üzerine:

Tam adı Amme Hükmi Şahısları veya Müesseseleri Tarafından Fiilen Amme Hizmetlerine Tahsis Edilmiş Gayrimenkuller Hakkında Kanun” olan 05/01/1961 tarihli 221 Sayılı Kanun Anayasa Mahkemesi tarafından 04/08/2022 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak iptal edilmiştir. Bu iptal kararı ile 09/10/1956 tarihinden önce el atılan taşınmazlar bakımından da kamulaştırmasız el atma davası açılmasına imkan sağlanmıştır. Bu açıdan hukukumuzda kamulaştırmasız el atmalar bakımından herhangi bir süre sınırlaması kalmamıştır ki olması gereken de budur. Çünkü Hukukun genel ilkelerinden birisi de mülkiyet hakkının “zaman ötesi” niteliği, başka bir anlatımla mülkiyet hakkının zamanaşımına uğramamasıdır. Dolayısıyla hukukun temel prensiplerine aykırı şekilde kişilerin hak arama özgürlüğünün kısıtlanması yerinde değildir. Bu yazıda ise dikkat çekmek istediğimiz konu işin biraz daha tarihsel tarafı.

Söz konusu 221 Sayılı Yasa 05/01/1961 tarihinde o dönemin Milli Birlik Komitesi tarafından yasalaştırılmıştır. Ancak o tarihteki komite tutanakları incelendiğinde komisyon raporunda bu yasanın çıkarılmaması gerektiği yönünde görüşte bulunulduğu görülmektedir. Komisyon Raporu’nda aşağıdaki ifadeler yer almaktadır:

  • Bahse konu kanun teklifi gerek halen ”yürürlükte olan, gerek yakın tarihte yürürlüğe konacağı tahmin edilebilen Anayasa rejimimize uymamaktadır.
  • Kanun Türk hukuku tarafından zaten düşünülmüş ve tanzim edilmiş bir sisteme -istimlâk sistemine, aykırıdır.
  • Halen mevcut hu sistem kanunun temas ettiği hâdiseye uygun hüküm vaz’etmeseydi kanun teklifinin  bir tek sahada da olsa bir boşluğu doldurduğu söylenebilirdi. Halbuki durum böyle değildir. Âmme hizmetlerinin ifası için gayrimenkule İhtiyaç hâsıl lolduğu takdirde 6830 sayılı İstimlâk Kanunu mucibince o gayrimenkulun istimlâki mümkündür.
  • Kanun teklifinin getirdiği sistem medeni hukukun esaslarını tamamen ihlâl edecektir.
  • İstimlâk Kanununun hükümlerine rağmen yeni bir kanunla ferdin mülkiyet hakkını ve dâva açmasını büsbütün tahdidetmek demokrasi prensiplerine uygun düşmiyecektir.
  • Sevk edilen kanun teklifi âmme hizmetlerine fiilen tahsis edilmiş olan gayrimenküllerin sahipleri tarafından geri alınmamasını sağlamak gayesiyle yapılmıştıir. Bu husus ise mer’i istimlâk mevzuatiyle elde edilebilir
  • Kanunun birinci maddesinde sayılan «istimlâk edilmediği veya istimlâk muamelelerinin usulüne  tevfikan cereyan etmediği veya bedelinin ödenmediği gibi sebeplerle âmme hükmi şahısları veya müesseseleri aleyhine dâva açılamaz hükmü ferdin dâva hakkını selbetmektedir. Bu antidemokratik bir hükümdür. Bu çeşit bir iddia mevcut ise veya âmme hükmi şahsı veya müessesesi hakikaten istimlâk etmeden veya bedelini ödemeden mülkiyet hakkına tecavüz etmişse ferde bir dâva hakkının tanınması zaruridir.
  • Âmme hükmi şahısları veya müesseseleri tıplkı hakiki şahıslar gibi kanunlara ve onların koymuş olduğu umumi hükümlere tâbidir. Rüçhanlı bir rejimleri olmamalıdır.
  • Yukarda bahsi geçen ikamın teklifi karşısında İstimlâk Kanununun tatbik sahası da son derece daralacak ve hattâ yer yer hiç kalmıyacaktır.
  • Kanun teklifi müktesep hakları da ihlâl etmektedir.
  • Komisyonumuz bu kanun ile karşılanmak istenen ihtiyacın umumi hükümler dâhilinde, ve memleketimizde hukuka karşı itimadı artıracak şekilde İstimlâk Kanunu hükümleri ile karşılanmasını uygun gördüğünden teklifin reddini mütalâa etmiştir.

Görüldüğü üzere Sosyal İşler Komisyonu, çok önemli tespitlerde bulunarak 221 sayılı Yasa teklifinin gerek hukukun evrensel prensiplerine gerekse iç hukukumuza aykırı olduğunu belirterek yasalaşmaması yönünde görüş bildirmiştir. Ancak ne yazık ki söz konusu teklif yasalaştırılmış ve uzun yıllar boyunca gerçek ve tüzelkişiler hem sahip oldukları taşınmazlardan faydalanamamışlar hem de bunun karşılığı bir beden ödenmemiştir.

Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararı ile geç de olsa bu hukuksuzluk ortadan kaldırılmıştır. Hukuk sistemimizde tekrar bu yönde düzenlemeler olmaması ve bireylerin hak arama özgürlüklerinin sınırlanmaması ile mülkiyet hakkının kutsallığına saygı duyulması temennisiyle…

About the Author

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *

You may also like these

UYARI!

SMS gönderimi ile Kazova Hukuk Bürosu adı kullanılarak yapılan bildirim ve taleplerin büromuzla ilgisi bulunmamaktadır. Büromuzca SMS gönderimi veya bu yolla herhangi bir hukuki işlem ve/veya tahsilat yapılmamaktadır. Bu tip paylaşımları dikkate almamanızı önemle rica ederiz.